Alara DEMİREL
Limit Aşım Günü (Earth Overshoot Day), şöyle özetlenebilir: “Modern tüketim alışkanlıklarımızın ne kadar sürdürülemez olduğunu gösteren temsili gün.” Bu yıl 1 Ağustos’a denk gelen aşım noktası, ilk kez 2006 yılında Global Footprint Network tarafından hesaplanmıştı: 18 yıl önce, sonuç 24 Ağustos’tu. Bu sınır noktası, her
yıl Dünya’nın biyokapasitesi ile insanlığın ekolojik ayak izi karşılaştırılarak hesaplanıyor ve 1970’lerden bu yana giderek erkene çekiliyor.
1 değil 1,7 Dünya gerekli
Bu yıl doğal kaynaklarımızı sadece 8 ayda tükettik. Zaten uzmanlar, mevcut tüketim hızımız göz önüne alındığında, gezegenin bugün kullandığımız tüm kaynakları sağlayabilmek için 1,7 Dünya’nın gerekeceğini tahmin ediyor. Kısacası, insanlığın kredi notu hiç iç açıcı değil. Limit Aşım Günü, doğanın bütçesinin çok üzerinde bir tüketim yaptığımızı, tükettiğimiz kaynakların ise yılın geri kalanına borç olarak yansıdığını açıkça gösteriyor. Bu borç biriktikçe birikiyor ve son fatura maalesef gelecek nesiller tarafından ödenecek.
Dünya’nın tüketilen kaynaklarının yenilenmesiyle yaşadığımız uyumsuzluğun ormansızlaşma, toprak erozyonu, biyolojik çeşitlilik kaybı ve iklim krizi gibi hayati çevresel sorunlarına yol açtığını söylesek, şaşırır mıydınız? Durumun ciddiyetinin ve tüketim hızımızın sonuçlarının farkında olmadığımızı özetleyen bu gün, verilerle bu savını kuvvetlendiriyor; Paris 2024 Olimpiyat Oyunları devam ederken, geldiğimiz noktayı altın madalyalar üzerinden özetleyebiliriz.
. Jesse Owens, 1936 yılında 4 altın madalya kazandığında, insanlık 0,6 Dünya kadar tüketiyordu.
.Dick Fosbury, 1968 yılında yüksek atlama dalına yeni bir teknik hediye ederek altın madalya kazandığında, insanlık 0,9 Dünya kadar tüketiyordu.
.ABD’nin Michael Jordan, Scottie Pippen ve Larry Bird gibi isimlerden oluşan “rüya takımı” kadrosu, 1992 yılında altın madalya kazandığında, insanlık 1,2 Dünya kadar tüketiyordu. Limit Aşım Günü ise 30 Ekim’e denk geliyordu.. Mete Gazoz, pandemi nedeniyle 2021’de yapılan Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’nda altın madalya kazandığında, insanlık 1,7 Dünya kadar tüketiyordu. Limit Aşım Günü ise 3 Ağustos’tu.
2024’e vardığımızda, ülkeler açısından da parlak verilere sahip değiliz. Örneğin tüm dünya, Birleşik Krallık’ın tüketim alışkanlıklarına sahip olsaydı, Limit Aşım Günü 3 Haziran olarak belirlenecekti. Benzer bir denklemi Kuveyt üzerinden kursaydık cevap 5 Mart olacaktı. Hesaplama, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 4 Mart’a, Lüksemburg’da 20 Şubat’a ve en erken aşım gününe sahip olan Katar’da ise 11 Şubat’a denk gelecekti. Bu çıktılarla ne yapacağımız ise elbette bize kalmış.
Günleri geriye çekmek
Limit Aşım Günü’nün fark ettirdiklerinden yola çıkarak eyleme geçmek ve “Aşım gününü ne kadar geriye çekebilirim?” sorusuna odaklanmak mümkün.
Karbon ayak izimizle yüzleşmek: Global Footprint Network’ün hazırladığı test, “Herkes benim gibi tüketseydi kaç gezegene ihtiyacımız olurdu?” sorusuna yanıt oluyor. İnsanlığın ayak izini yarıya indirmek, Limit Aşım Günü’nü 93 gün geriye çekebilir.
Gıda atıklarını azaltmak: Dünyada insan tüketimi için üretilen gıdaların yaklaşık üçte biri israf ediliyor. Örneğin, atık miktarını yarıya indirmek, Limit Aşım Günü’nü 13 gün geriye çekebilir.
Araç kullanımını sınırlamak: Otomobil kullanımını yüzde 50 azaltmak ve araçlarla kat edilen toplam mesafenin üçte birini toplu taşımayla, kalanını ise bisiklet ve yürüyüşle değiştirmek, Limit Aşım Günü’nü 13 gün geriye çekebilir.
Enerji verimliliğine odaklanmak: Binalar, endüstriyel süreçler ve elektrik üretimi için kullanılan enerji verimliliği teknolojileri, Limit Aşım Günü’nü en az 21 gün geri çekebilir.
Ağaçlandırmaları artırmak: 350 milyon hektar ormanı yeniden ağaçlandırmak, Limit Aşım Günü’nü 8 gün geriye çekebilir.
Uygulanmaya hazır birçok çözüm önerisindeki potansiyelden ilham almamız şart. Böylece gezegenin limitlerine saygı duyarak:
Limit Aşım Günü’nü hep birlikte olması gerektiği tarih olan 31 Aralık’a taşıyabiliriz.