
Yine, yeni bir sayı ile birlikteyiz. Bu sayıda öne çıkan konuları şöyle sıralayabiliriz:
- COP30: Birleşmiş Milletler Üniversitesi, Çevre ve İnsan Güvenliği Enstitüsü’nün düzenlediği COP30 ile ilgili olarak yazılara yer verdik. Öncelikle sonuç bildirgesi ve konu ile ilgili değerlendirmeler bulunuyor gündemimizde. Bazı tekrarlar olabiliyor, farklı bakış açıları nedeniyle. Gelecek yıl düzenlenecek COP31’in Türkiye’de olacağını, Avustralya’nın düzenlemede önemli yer alacağının öncelikli olarak altını çizelim.
COP30’un önemli kararları ile birlikte, “Fosil Yakıt Zaferiyle Sona ermesi” akıllardan çıkmayacak. Çevre konuları ilk defa bu kadar fazla yer alıyor ve ilk sıralarda bulunuyor.
- Yapay Zeka’nın demokrasiyi nasıl etkilediği unutulmaması gereken bir konu ve önemli bir sorun. Avrupa Birliği Yapay Zeka Yasalarında bu yönde olumsuz değişiklikler planlanıyor. Bu başlık altında değerli yazılar var. Bu konunun diğer parçası ise; YZ’nın yasal düzenlemelere ihtiyacı olup olmadığı. YZ’nın bu yönde sınırlamaları olması yönündeki bakış açımızı sabit tutarak bu konuda görüşlere yer verdik bu sayımızda.
- YZ enerjiye olan bağımlılığı nedeniyle Nükleer Enerji Reaktörleri’ne göbekten bağımlı.
Dünya Nükleer Sempozyumu’unda yakıt döngüsünün, tedarik zincirlerinin ve iş gücünün dayanıklılığına yatırım yapmadan nükleer kapasiteyi hızla genişletilmemesi vurgulandı.
- baskısı yapılan Dünya Nükleer Yakıt Raporu 2025–2040’ın yayınlanması , ön cephede harekete geçmenin aciliyetini pekiştirdi. Referans senaryosunda, nükleer kapasitenin 2040 yılına kadar iki katına çıkarak 746 GWe’ye ulaşması ve uranyum ihtiyacının 150.000 tU’ya yükselmesi öngörülüyor.
Bu başlıkları izlemeye devam edeceğiz.
Saygılarımızla.
Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle.
Haluk Orhun (Fiz.Y.Müh.)
Not: Yazılardaki görüşler yazarlara ait olup Blog sitemizi bağlamamaktadır.
Blog Sitemiz kar amacı gütmeyen bir çalışmadır.
Tercüme yazıların bir kısmında DeepL ve NoteBookLM tercüme algoritması kullanılmıştır.
