Mohamed El-Helaly’nin 2024 tarihli “Artificial Intelligence and Occupational Health and Safety: Benefits and Drawbacks” başlıklı makalesinden (Med Lav 2024; 115 (2): e2024014; DOI: 10.23749/mdl.v115i2.15835).
Uzm. Dr. Tuğba Demir / Doç.Dr. Mahmut Yardım
Hacettepe Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD
Yapay zekâ (YZ), iş sağlığı ve güvenliği (İSG) alanında yeni bir çağ başlatıyor. Ancak bu dönüşüm, sadece teknolojik avantajlarla değil; beraberinde gelen etik, psikolojik ve yapısal zorluklarla da dikkat çekiyor. Dr. Mohamed El-Helaly, 2024 yılında yayımlanan bu makalesinde YZ’nin İSG üzerindeki etkilerini çok yönlü olarak ele alıyor.
Yararlar: Daha Güvenli ve Akıllı İş Yerleri
El-Helaly’ye göre YZ, özellikle yüksek riskli iş alanlarında büyük avantajlar sağlıyor. Örneğin:
- Tehlike öncesi uyarı sistemleri ile kazalar önlenebiliyor.
- Giyilebilir teknolojiler, çalışanların nabzını, stresini, yorgunluğunu takip ederek erken müdahaleye olanak sağlıyor.
- Makine öğrenmesi algoritmaları, tekrarlayan iş kazalarının nedenlerini analiz ederek önleyici stratejiler geliştiriyor.
Bunlar hem işveren için üretkenlik artışı hem de çalışanlar için daha sağlıklı bir iş ortamı anlamına geliyor.
- Giyilebilir Teknolojiler ve Sensörler
Çalışanların kalp atışı, stres seviyesi, uyku düzeni gibi sağlık göstergeleri artık giyilebilir cihazlar ve yapay zekâ destekli sistemlerle sürekli izlenebiliyor. Özellikle maden, inşaat ve üretim gibi yüksek riskli sektörlerde, bu cihazlar ortam koşullarını da analiz ederek olası tehlikeleri erken uyarılarla bildiriyor.
- Akıllı Binalar ve Enerji Verimliliği
YZ, bina sistemlerini optimize ederek hem enerji tasarrufu sağlıyor hem de çalışan konforunu artırıyor. Aydınlatma, havalandırma ve sıcaklık kontrolü gibi sistemler, ortam verilerine göre otomatik ayarlanabiliyor.
- Risk Tespiti ve Tehlike Analizi
YZ algoritmaları görüntü işleme yoluyla kişisel koruyucu ekipman eksikliklerini, düşme tehlikesi taşıyan zeminleri veya uygunsuz ekipman kullanımını tespit edebiliyor. Ayrıca, makine arızalarını önceden tahmin ederek iş kazalarını önlemeye yardımcı oluyor.
- Akıllı Kişisel Koruyucu Donanımlar (PPE)
Kask, gözlük, ayakkabı gibi koruyucu ekipmanlara entegre edilen sensörler sayesinde ortamın risk düzeyi ölçülebiliyor. Böylece PPE sadece pasif bir koruma değil, aktif güvenlik aracı haline geliyor.
- Psikososyal Risklerin Takibi
YZ sistemleri, çalışanların dijital iletişimlerini (e-posta, sesli mesaj vb.) analiz ederek stres, tükenmişlik ya da işyerinde şiddet riski gibi durumları önceden algılayabiliyor. Bu da ruh sağlığına yönelik önleyici müdahaleleri mümkün kılıyor.
- Ergonomi ve Kas-İskelet Sağlığı
Giyilebilir sensörler sayesinde çalışanların duruşları ve hareketleri analiz edilerek, tekrarlayan zorlayıcı hareketlerden kaynaklanan kas-iskelet hastalıkları önlenebiliyor. YZ tabanlı analizler sayesinde kişiye özel ergonomik çözümler geliştirilebiliyor.
- Zararlı Madde ve Madde Bağımlılığı Taraması
YZ destekli biyolojik örnek analiz sistemleriyle çalışanlarda alkol veya uyuşturucu kullanımı daha hızlı ve doğru şekilde tespit edilebiliyor.
- Karar Destek Sistemleri
YZ’nin sunduğu veri analizi ve öngörü kabiliyeti sayesinde yöneticiler daha isabetli ve veriye dayalı kararlar alabiliyor. Bu sistemler aynı zamanda İSG mevzuatına uyumu da kolaylaştırıyor.
Zorluklar ve Etik Kaygılar
Dr. El-Helaly, YZ uygulamalarının bazı olumsuz yönlerine de dikkat çekiyor:
- Gizlilik ve Veri Güvenliği: Giyilebilir cihazlardan ve sensörlerden toplanan sağlık verileri özel nitelikte olup kötüye kullanılma riski taşıyor.
- Algoritmik Ayrımcılık: YZ sistemlerinin eğitildiği verilerdeki önyargılar, çalışanlar arasında adaletsiz sonuçlara yol açabiliyor.
- İş Kaybı ve Psikolojik Etkiler: YZ destekli otomasyon, çalışanlarda işini kaybetme korkusu, yalnızlık ve kontrol kaybı hissi yaratabiliyor.
- Yasal ve Denetim Açıkları: YZ sistemlerinin kullanımında hâlâ yeterince net bir yasal çerçeve bulunmamakta. Bu da işverenler ve sağlık profesyonelleri için gri alanlar yaratıyor.
- İşyeri Hekimlerinin Rolü: YZ tabanlı sağlık değerlendirmelerinde işyeri hekimlerinin karar süreçlerinden dışlanması, mesleki etik açısından tartışmalı bulunuyor.
El-Helaly, bu sorunların özellikle eğitim düzeyi düşük, göçmen işçiler ve geçici çalışanlar gibi kırılgan gruplarda daha belirgin hale geldiğini vurguluyor.
Makale, çözümün tamamen teknolojiyi reddetmek değil, YZ sistemlerinin tasarımında şeffaflık ve etik ilkelere bağlılık olduğunu belirtiyor. Ayrıca İSG profesyonellerinin sadece risk değil, psikososyal etkileri de değerlendirmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Makalesini şöyle bağlıyor El-Helaly:
Sonuç olarak, yapay zekânın iş sağlığı ve güvenliği alanına entegrasyonu; bakım zamanlarını öngörmek ve gerçek zamanlı risk değerlendirmesi yoluyla güvenliğin ve verimliliğin artırılması gibi faydalar sunmaktadır. Ancak bu entegrasyonun olumsuz yönleri de vardır; etik kaygılar, veri gizliliği ile ilgili hususlar ve yasal düzenlemelere uyum gerekliliği bunlar arasındadır.
İş organizasyonları, yenilikçiliği çalışan haklarına saygıyla dengelemeli; iş gücüne yatırım yapmalı, yapay zekâ konusunda uzmanlık geliştirmeli ve çözüm sağlayıcılarla iş birliği yaparak yapay zekâ ile insan yaratıcılığının bütünleştiği güvenli bir çalışma ortamını sorunsuz şekilde sağlamalıdır.
