Prof. Dr. Daron Acemoğlu’ndan Yapay Zeka ile ilgili alıntılar.

Düzenleme: Haluk Orhun/20 Ağustos 2024

 

Öncelikli olarak, Yapay Zeka Renkleri Blog sitesinin editörünün teknoloji konusunda heyecan duyan bir kişi olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu bakış açısı teknolojiye biraz torpilli bakış açısı sağlamıyor. İnadına teknolojinin uluslararası kurallar çerçecesinde gelişmesi ve insanlığa yararlı olmasından geçiyor.

Yapay Zeka, günümüz teknoljisinin en başında yer alıyor. Doğal olarak.

İnanılmaz bir gelişme ile birlikte, Yapay Zekanın inanılmaz bir şekilde toplumu olumsuz etkileyebilecek  kapasitesinin de olduğunu unutmamak gerekiyor. Ancak, burada teknoloji şirketlerinin daha fazla yatırımı kendisine çekmek üzere yarattığı suni popülerliği de unutmamak lazım.

1956 yılında John McCarthy yapay zekâyı bir mühendislik disiplini olarak tanımlarken, 2017 yılında yapay zekânın öncü isimlerinden Profesör Andrew NG Yapay Zekayı insanlığın yeni elektriği betimlemesini yapmıştır. Bu iki tanım arasındaki en önemli fark, yapay zekânın mühendisliğin ötesinde hayatın her alanına etki edebilme potansiyelinin görülmüş olmasıdır. Nasıl ki elektrik, insanlığın sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda yeniden şekillenmesini sağladı, yapay zekâ da aynı etki ile hayatı ve insanlığı ileriye dönüştürecektir.

Prof. Dr. Daron Acemoğlu Yapay Zeka konusunda çok önemli açılımlara yer veriyor yazılarında ve kitaplarında. İlk olarak İktidar ve Teknoloji başlığı ile 2023 tarihinde yayınlanan, Sn. Daron Acemoğlu ve Simon Johnson tarafından yazılan kitabın birinci bölümünde Teknolojiye Hakimiyet başlığı altında Yapay Zeka’ya yaklaşımını sunmakta yarar var.

“ Yapay Zeka konusuyla yakından ilgilenenlerin dile getirmeye meraklı olduğu üzere, bu alanda takdire şayan başarılar elde edilmiştir. Yapay Zeka programları binlerce nesneyi ve imgeyi tanıyabilir, yüzden fazla dil arasında çeviri yapabilir. Kanser teşhisi koyarken doktorlara yardım edebilir, kimi zaman tecrübeli finans analistlerinden daha iyi yatırım kararı verebilir”

“… Bir davaya ilgili örnek örnek mahkeme kararlarını tesbit etmek için binlerce dökümanı tarayarak avukatların hayatını kolaylaştırabilir. Doğal dilde verilmiş komutları bilgisayar koduna dönüştürebilir. Hatta Johann Sebastian Bach’ın tarzında müzikler besteleyebilir veya gazete makaleleri yazabilir.”

“… Biraz da bu başarılarının etkisiyle, yapay zekanın hayatımızın her alanını  pozitif yönde etkileyeceğine dair yaygın bir kanaat oluşmuş durumda. Yapay zeka insanlığı çok daha müreffeh  ve sağlıklı yapacak,  nice hayalimize kavuşmamızı sağlayacak. Bu konudaki bir kitabın alt başlığında ifade edildiği gibi yapay zeka herşeyi değiştirecek”

”Peki ya böyle olmazsa? Ya Yapay Zeka işgücü piyasasının dengelerini alt üst eder, iş ve ücret eşitsizliğini iyice körüklerse? Ya da asıl etkisi verimliliği arttırmak değil de güç ve refahı sıradan insanların elinden alıp veriyi kontrol altında tutanlara ve iş dünyasının kilit karar mecilerine vermek olursa? Ya tüm bu gelişmelerin sonunda gelişmekte olan ülkelerdeki milyarlarca insan iyice yoksullaşırsa? Ya toplumda var olan ayrımcı bakış açılarını ve önyargıları, örneğin insanları ten rengine göre değerlendiren yaklaşımları pekiştirirse? Ya demokratik kurumları yok ederse”

”Bu endişelerin hiçbirinin yersiz olmadığına dair kanıtlar gün geçtikçe birikiyor. Yapay Zeka eşitsizlikleri daha da arttırmaya gebe görünüyor; üstelik yanlızca sanayileşmiş ülkelerde değil, dünyanın her yerinde.  Teknoloji şirketlerinin ve baskıcı devletlerin topladığı devasa verilerle beslenen Yapay Zeka, demokrasiyi zayıflatıyor tek adam rejimlerini güçlendiriyor”

Sn. Daron Acemoğlu, Project Sendicate’de ve daha sonra Oksijen Gazetesinin 9-15 Ağustos sayılı nüshasında yapay zekanın olumsuz veya toplum için riskli yanlarına ilişkin şöyle diyor: “Gelgelelim güvenlik kaygılarını dile getirmek yetmiyor.  Yapay zeka konusundaki tartışma hemen her zaman, çoğu bilişsel görevi bütün insanlıktan daha iyi yerine getireceği söylenen, yapay genel zekanın getireceği feci risklere karşı güvenlik meselesine odaklanıyor.

En popüler soru ise uyum hakkında: yapay zeka modelleri kullanıcıların ve tasarımcıların hedef ve değerleriyle uyumlu sonuçlar vebilecek mi? Bu yaklaşım, süper Yapay Zekanın ortaya çıkıp insanlığı yok ettiği  muhtelif bilim kurgu senaryolarını da beraberinde getiriyor.”

Aynı yazıda Acemoğlu şöyle devam ediyor: “Dolayısıyla yapay zeka güvenliği üzerinde çalışan çoğu araştırmacıların istediği gibi yapay genel zekayı uyumlu ve kısıtlı hale getirirsek bile güvende olamayız. Atılacak adım belli: teknoloji şirketlerini  dizginlemek için çok daha güçlü kurumlara ve yapay zekayı kontrol eden hükümetlerden hesap sorabilmek için daha güçlü demokratik ve sivil eylem tarzlarına ihtiyacımız var. Bu da Yapay Zeka modellerinin taraflılığı ve insanlığın hedeflerine uyumuyla mücadele etmekten bambaşka bir sınav anlamına geliyor.”

Yapay zekanın nasıl kontrol altına alınacağı gündeme gelirken, şu anda yapay zekayı kimin kontrol ettiğine bakmak gerekiyor fikri öne çıkıyor.

Bu başlıkla ilgili olarak Acemoğlu “Yapay Zekayı Yeniden Tasarlamak/Otomasyon Çağında İş, Demokrasi ve Adalet1başlıklı kitabının 4. Baskısının 24. Sayfasında bu konuya şöyle yaklaşıyor: ”Akıllı sistemlerle ilgili araştırmalara yeni bir yön vereceksek, ilk önce bu araştırmaların mevcut yönünü nelerin belirlediğini anlamamız gerekmektedir. Yapay Zekayı kimler kontrol etmektedir?”

“…Elbette araştırmaları hiç kimse tek başına kontrol etmemekte ve teknolojik değişimin yönünü hiç kimse belirlememektedir. Buna rağmen, diğer pek çok  teknolojik platforma kıyasla yapay zekanın etki gücü  birkaç kilit oyuncunun ellerinde  toplanmıştır. Yapay zeka araştırmalarının çoğuna harcanan para, tamamı algoritmik otomasyona odaklı bir avuç teknoloji devine Google (Alfabet), Facebook, Amazon, Microsoft, Netflix, Ali Baba  ve Baidu’ya aittir. Devlet destekleri ise sönük  kalmaktadır.”

Ek olarak, Perspektif Web sitesinde2, Daron Acemoğlu ve Simon Fohnson’un 8 Mayıs 2024’de yazdığı “Geçmiş şimdiden bizden yapay zekanın geleceğini anlatıyor” başlıklı yazılarında bu konuda çok önemli vurgulara yer veriyor. “Bugünün üretken yapay zekâsının büyük bir potansiyeli var ve şimdiden bilimsel araştırmalarda da dahil olmak üzere bazı etkileyici başarılar kazandı. Yapay zekâ çalışanların daha bilgili, daha üretken, daha bağımsız ve daha çok yönlü olmasını sağlama yönünde kullanılabilirse de maalesef teknoloji endüstrisinin kafasında başka kullanımlar var gibi görünüyor. İktidar ve Teknoloji’de (Çev. Cem Duran, Doğan Kitap) anlattığımız gibi, yapay zekâyı geliştiren ve uygulayan büyük şirketler büyük bir kararlılıkla otomasyonu (insanların yerine koymak) güçlendirmeye (insanları daha üretken hale getirmek) tercih ediyor.”

“Bu tercih aşırı otomasyon riskiyle karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor: Pek çok çalışan işinden olacak ve istihdamda kalanlar da giderek daha aşağılayıcı gözetim ve kontrol biçimlerine maruz kalacak. “Önce otomatikleştir, sonra soruları sor” ilkesi hem iş yerlerinde hem de toplumun tüm kesimlerinde muazzam ölçüde bilgi toplanmasını gerektirirken geriye ne kadar mahremiyet kalacağı sorusunu beraberinde getiriyor.”

“Böyle bir gelecek kaçınılmaz değil. Veri toplamanın düzenlenmesi mahremiyetin korunmasını sağlayacak ve daha güçlü iş yeri kuralları yapay zekâ tabanlı gözetimin kötü yönlerini dizginleyebilecektir. Ancak Ricardo’nun bize hatırlattığı üzere asıl vazife yapay zekâ hakkındaki genel anlatıyı değiştirmektir. Ricardo’nun yaşamından ve çalışmalarından çıkarılacak en önemli ders, muhtemelen makinelerin mutlak anlamda iyi ya da kötü olmadığı. İşleri yok etmeleri ya da işler yaratmaları, onları nasıl kullandığımıza ve bu seçimleri kimin yaptığına bağlı. Ricardo’nun zamanında, kararları fabrika sahiplerinden oluşan dar bir kadro alıyordu. Kararların merkezindeyse otomasyon ve işçileri olabildiğince ezmek vardı.”

“Bugün Ricardo’nun zamanında olduğundan daha da küçük bir teknoloji liderleri kadrosu aynı yolu izliyor gibi görünüyor. Oysa yeni fırsatlar yaratmaya, insanlar için yeni görevler oluşturmaya ve tüm bireylere saygı göstermeye ağırlık vermek çok daha iyi sonuçlar verecektir. İşçiden yana bir yapay zekâ hâlâ mümkün, tabii teknoloji endüstrisindeki yenilikçiliğin yönünü değiştirebilir, yeni düzenlemeler yapabilir ve kurumlar oluşturabilirsek.

Ricardo’nun zamanında olduğu gibi, bugün de iş dünyası ve teknoloji liderlerinin iyilikseverliğine güvenmek saflık olur. Sanayi Devrimi sırasında İngiltere’de gerçek bir demokrasi yaratmak, sendikaları yasallaştırmak ve teknolojik ilerlemenin yönünü değiştirmek büyük siyasi reformlar gerektirmişti. Aynı temel zorluk bugün de karşımızda duruyor.”

Yapay zekayı kimler yönetiyor sorusuna güzel bir cevap olarak, Elon Musk’ın X’ten botları kaldıracağını söylemesi ve  bunun sonucunda, seçim etkileme kampanyalarının kontrolden çıkmasını verilebilir. Bunun anlamı, yapay zeka aracılığı ile dünya çapında seçimlerin yaşandığı bir yılda X’in müdahalesi kolaylaşıyor olmasıdır. Hele Elon Musk’ın Trump’ı destekleme kararının açıklanmasından sonra X’in seçim kampanyalarına ne düzeyde katılacağını düşünmek zor değil3.

Acemoğlu, başta yapay zeka gibi sorunların üstesinden gelebilmenin temel yolunun Demokrasiden geçtiğini vurgulayarak aşağıdaki değerlendirmeyi yapıyor4: “Sanayileşmiş dünyada paylaşılan refahı engelleyen zorluklar, yapay zeka ve otomasyon çağında daha da büyük bir sorun haline gelecek ; üstelik iklim değişikliği, pandemiler, kitlesel göç ve bölgesel ve küresel barışa yönelik çeşitli tehditlerin giderek artan endişeler oluşturduğu bir zamanda.”

“Ancak demokrasi bu sorunlarla başa çıkmak için hala en iyi donanıma sahip. Tarihsel ve güncel kanıtlar, demokratik olmayan rejimlerin nüfuslarının ihtiyaçlarına daha az duyarlı olduğunu ve dezavantajlı vatandaşlara yardım etmede daha az etkili olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Çin modeli ne vaat ederse etsin, kanıtlar demokratik olmayan rejimlerin nihayetinde uzun vadede büyümeyi azalttığını gösteriyor.

“Bununla birlikte, demokratik kurumlar ve siyasi liderlerin adil bir ekonomi inşa etmek için yenilenmiş bir taahhütte bulunmaları gerekecektir. Bu, çokuluslu şirketler, bankalar ve küresel endişeler yerine işçilere ve sıradan vatandaşlara öncelik vermek ve doğru türde teknokrasiye güveni teşvik etmek anlamına gelir. Küresel şirketlerin çıkarları doğrultusunda politikalar uygulayan mesafeli yetkililere sahip olmak işe yaramayacaktır. İklim değişikliği, işsizlik, eşitsizlik, yapay zeka ve küreselleşmenin yarattığı aksaklıklarla başa çıkmak için demokrasilerin uzmanlığı kamu desteğiyle harmanlaması gerekir.”

Prof. Dr. Daron Acemoğlu, “Yapay Genel Zeka” ile ilgili olarak çok net ve önemli değerlendirmeler yaptığı Blooberg röportajından bir bölüm vermek yararlı olacak diye düşünüyoruz. Acemoğlu röportajında şöyle konulara değiniyor Yapay Genel Zeka ile ilgili:

“ben şu anda yapay genel zeka konusundaki konuşmaların biraz boş olduğunu düşünüyorum yani şu anki teknolojiknngelişmelere bakarsanız gerçekten çok enteresan şeyler var alkışlanması gereken, büyük adımlar atıldı ama Yapay Zeka yapay genel zekaya yaklaşamıyor yapay genel zeka gerçekten korkunç bir şey. İnsanın beynini düşünürseniz, düşündüğümüz kullandığımız bilgileri nasıl birbirine sentez yapıyoruz nasıl değişik

şekillerde öğreniyoruz nasıl değişik şekillerde dünyayla bir ilişkimiz var bunları yapay genel

zeka şeklinde bir algoritmanın yapması şu anda çok zor ve baktığınız zaman

kullanılan algoritmanın  oraya gelme olasılığı bile yok.

Etik yön gerçekten teknoloji insan için mi yoksa teknolojinin insan üzerine bir kontrolü mü olacak ile ilgili. Bunlar yapay genel zekaya gelmeden de sormamız gereken sorular.  Her teknoloji insanın bir şeyler yapmasına yol açabilir ama her teknoloji insanları kontrol etmek için de kullanılabilir ve aslında dijital teknolojileri en başından beri hem üretkenliği arttırmak için kullanıyoruz hem de kontrol için kullanıyoruz yani Çin Komünist Partisi’nin yaptığı bir kontrol ama Google’ın Facebook’un yaptığı da bir kontrol.  Onlar karar veriyorlar. Sizin bilginizi nasıl alacaklar sizden parayı nasıl alacaklar bu da bir kontrol.  Ne kadar bu kontrolü arttırırsak ki Yapay Zeka bu kontrolü arttırma olanağın olanaklarını arttırıyor, o zaman etik olarak negatif şeyler yapma olasılığımız da artıyor. O zaman insanlar artık teknolojiden yararlanmak yerine teknolojinin kurbanı haline gelme olanakları da artıyor ve bu yüzden bence bu ahlaki bir şekilde teknolojiyi kullanmak ve ahlaki bir şekilde teknolojiyi geliştirmek çok önemli5

 

1.Daron Acemoğlu. Yapay Zekayı Yeniden Tasarlamak/Otomasyon Çağında İş, Demokrasi ve Adalet. Efil Yayınevi, 4. Basım. Ocak 2024.

  1. https://www.perspektif.online/gecmis-simdiden-bize-yapay-zekanin-gelecegini-anlatiyor/
  2. https://restofworld.org/2024/twitter-x-bots-elon-musk-elections/
  3. https://www.project-syndicate.org/commentary/us-eu-democracy-challenges-reflect-disappointing-economic-growth-and-wage-trends-by-daron-acemoglu-2024-06
  4. https://youtube.com/watch?v=0BZz9SFTdvo&si=yJhme6i827NmmeFu
Scroll to Top