YZ ve Eğitim: Çocuklar tehlikede

YZ Gelecekte Öğretmenlik Mesleğini Değiştirecek mi? (Fotoğraf: tshanywhere.org)

Marty Hart-Landsberg / 2.10.2025 / Çeviren: Nezih Kazankaya

Üretken YZ sistemleri için sürekli yeni pazarlar arayan büyük teknoloji şirketleri, bu sistemleri ABD devlet okullarının yanı sıra kolej ve üniversitelere de sokmak için yoğun çaba sarf ediyor. İlgi alanları kısa vadeli kârların ötesine geçiyor; aynı zamanda, büyük teknoloji şirketlerinin şekillendirmeye ve egemen olmaya çalıştığı dünyayı kabul edecek, hatta benimseyecek yeni bir kuşak “yetiştirmek” de önemli. Bu çabayı ortaya çıkarmalı ve direnmeliyiz; bu çabaların başarıya ulaşması gençlerimiz için bir felaket ve adil, sürdürülebilir ve demokratik bir ülke inşa etme mücadelesinde büyük bir gerileme olacaktır.

Büyük teknoloji eğitime giriyor

Sohbet robotları okula gidiyor. Bloomberg News‘in haberine göre:

OpenAI, Google ve Microsoft Corp., sırasıyla ana YZ ürünleri olan ChatGPT, Gemini ve Copilot’un eğitim odaklı versiyonlarını geliştirdiler. Bu şirketler ve bir dizi iyi finanse edilmiş girişim, YZ ürünlerini eğitim ortamlarına yerleştirmek için güçlü bir kampanya başlattı.

Örneğin, 2023 yılında, kâr amacı gütmeyen Code.org, üç büyük teknoloji şirketinin desteğiyle, YZ’nın “dünya çapında ilkokul ve ortaokul müfredatlarında güvenli ve etik bir şekilde” kullanılmasını teşvik etmek amacıyla TeachAI’yi kurdu. 2024 yılında Google, devlet okulu öğretmenlerine ve öğrencilerine YZ eğitimi veren ABD kuruluşlarına on milyonlarca dolar bağışladı. 2025 yılında ise Microsoft, Google, OpenAI, MagicSchool ve Alpha dâhil 60’tan fazla şirket ve kuruluş, “Amerika Gençliğine Beyaz Saray Sözü: YZ Eğitimine Yatırım”ı imzalayarak , “ülke genelindeki K-12[1] öğrencileri için YZ eğitimini erişilebilir kılmaya, teknolojiye olan merakı artırmaya ve gelecek kuşağı YZ destekli bir ekonomiye hazırlamaya” söz verdi.

Ve çabaları meyvesini veriyor. Ülkenin en büyük bölgelerinin çoğu, sınıflarda üretken YZ modellerinin kullanımını teşvik etmese de izin veriyor. YZ’nın okullarda güvenli ve önemli bir yer edinmesinin öğretmenlerin de belirli bir düzeyde katılımını gerektirdiğinin farkında olan büyük teknoloji şirketleri, AFT ve NEA gibi büyük öğretmen sendikalarıyla da girişimler başlattı. Bloomberg News‘in bildirdiğine göre:

Temmuz [2025]’te Microsoft, OpenAI ve Anthropic PBC ile birlikte, beş yıl içinde 400.000 öğretmene (ABD’deki toplam öğretmen sayısının yaklaşık onda biri) eğitim vermeyi amaçlayan Ulusal YZ Eğitimi Akademisi’ni kurmak için Amerikan Öğretmenler Federasyonu (AFT) ile 23 milyon dolarlık bir ortaklık kurduğunu duyurdu. Microsoft’un bu ortaklığa yaptığı yatırım, YZ eğitimi, araştırması ve savunuculuğuna odaklanan ve beş yıl içinde okullara ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlara 4 milyar dolar bağışlamayı hedefleyen yeni bir küresel girişim olan Microsoft Elevate’in bir parçasıdır. Bu girişim ayrıca, teknik destek ve 325.000 dolarlık hibe içeren Ulusal Eğitim Derneği (NEA) ile bir ortaklığı da kapsamaktadır.

Buradaki bağlam önemlidir; büyük teknoloji şirketleri kapalı bir kapıyı zorlamıyor. Devlet okulları fon sıkıntısı çekiyor, öğretmenler aşırı çalışıyor ve öğrenci performansı düşüyor. Ülke genelindeki şehirlerdeki siyasi liderler, eğitim yetkilileri ve öğretmen sendikaları, üretken YZ sistemlerinin bu birbiriyle ilişkili zorlukların üstesinden gelmeye veya en azından hafifletmeye yardımcı olacağını umuyor veya en azından bu olasılığa açık.

Bir örnek: Oregon’un siyasi liderleri, eyaletlerindeki kamu okullarında üretken YZ kullanımını teşvik etmeye istekli görünüyorlar. Oregonian Capital Chronicle’ın açıkladığı gibi,

Vali Tina Kotek, Yükseköğretim Koordinasyon Komisyonu İcra Direktörü Ben Cannon ve Nvidia CEO’su Jensen Huang tarafından imzalanan Nisan [2025] tarihli anlaşma, Nvidia ile ortaklık halinde kolejlerde ve okullarda [5 yaşından küçük çocuklara] YZ eğitimi ve kariyer fırsatlarına erişimini genişletilmesi için 10 milyon dolarlık eyalet fonunun harcanmasını öngörüyor.

Mutabakat Anlaşması’nın (MOU) belirli şartları henüz net olmasa da, “üniversite öğretim üyeleri kampüste ‘Nvidia elçileri’ olmak için eğitim alabilecek ve Oregon Eğitim Bakanlığı, Nvidia ve K-12 okullarıyla birlikte ‘temel YZ kavramlarını tanıtacak’ gibi görünüyor.” Oregon anlaşması imzalandıktan kısa bir süre sonra Nvidia, Mississippi ve Utah ile de benzer anlaşmalar imzaladı.

Portland şehri, okullarında YZ kullanımını yaygınlaştırmak için kendi çabalarını sürdürüyor.  Oregonian gazetesine göre,

Portland Kamu Okulları, eski NFL oyun kurucusu Colin Kaepernick’in desteklediği bir YZ okuryazarlığı platformu [Lumi Story AI] pilot uygulamasını gerçekleştirerek yaklaşan [2025-2026] eğitim öğretim yılında sınıflarda YZ kullanımını daha da ileriye taşımayı planlıyor, dedi Eğitim Müdürü Kimberlee Armstrong bu hafta. . . .

Lumi Story AI, içerik üreticilerinin (bu durumda ortaokul ve lise öğrencileri) kendi hikâyelerini, çizgi romanlarını ve grafik romanlarını yazmaları için YZ destekli bir sohbet robotuyla çalışmalarına yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır. Çizimler için bir görüntü oluşturma aracı da kullanılmaktadır. Tamamlanan hikâyeler Lumi platformunda yayınlanabilir; yazarlar fiziksel kopyalar sipariş edebilir ve hatta Lumi Story’nin YZ araçlarını kullanarak bunlara eşlik eden ürünleri üretip satabilirler.

Tüm bunlar kulağa hoş gelebilir; YZ sistemleri, eğitimi heyecan verici hale getirip öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına göre uyarlarken öğrencileri geleceğin iş dünyasına hazırlıyor; ancak YZ’yı sınıflarda benimsemenin ciddi bir hata olacağına inanmak için güçlü nedenler var. En önemli üç neden şunlardır: (1) üretken YZ sistemlerinin yoğun kullanılması, kullanıcıların eleştirel düşünme becerilerini zayıflatıyor gibi görünüyor; bu, teşvik etmek istediğimiz bir gelişme değil. (2) üretken YZ modellerinin çıktılarının, eğitim verilerine yerleşmiş ırkçılık ve cinsiyetçilikten etkilendiği gösterilmiştir. Bu nedenle, kullanımlarının kabul edilemez ırk ve cinsiyet önyargılarına meydan okumak yerine onları pekiştirebilir. (3) üretken YZ modelleri güvenilmez ve itimat edilemezdir. Halüsinasyon görürler ve çıktıları siyasi manipülasyona açıktır.

Eleştirel düşünceye bir tehdit

Elbette, üretken YZ’nın sınıflarda nasıl kullanılacağını bilmiyoruz. Ancak öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacaksa, endişelenmek için nedenler var. İşyerlerinde üretken YZ’yı savunanlar, çalışanların sorumluluklarını azaltarak üretkenliği artırma yeteneğini övüyor. Buradaki endişe, YZ’nın sınıfta kullanılmasının öğrencilerin önemli beceriler geliştirmesini engellenmesidir. YZ ile birkaç komut vererek bir makale yazılabilir. İlgili kaynakları nasıl bulup değerlendireceğinizi, literatürü nasıl özetleyeceğinizi veya sorgulayacağınızı, argümanları nasıl değerlendireceğinizi ve bağımsız olarak bir görüşe nasıl varacağınızı ve bunu etkili bir şekilde nasıl ileteceğinizi öğrenmenize gerek yok.

Bu endişeyi ciddiye almak için geçerli sebepler var. Örneğin, akademisyen Michael Gerlich, YZ kullanımı ile eleştirel düşünme becerileri arasındaki ilişkiyi araştırdı. Çalışması, “farklı yaş gruplarından ve eğitim geçmişlerinden 666 katılımcıyla yapılan anketler ve derinlemesine görüşmeler” içeriyordu ve bulguları, “YZ araçlarının sık kullanımı ile eleştirel düşünme becerileri arasında, artan bilişsel yük aktarımı aracılığıyla belirgin bir negatif korelasyon ortaya koydu. Genç katılımcılar, yaşlı katılımcılara kıyasla YZ araçlarına daha fazla bağımlılık ve daha düşük eleştirel düşünme puanları sergilediler.” Aslında çalışma katılımcılarının bir kısmı, YZ’ya bağımlılıklarının “eleştirel düşünme ve bağımsız problem çözme becerilerini” olumsuz etkilediğine inandıklarını ifade etti.

Microsoft ve Carnegie Mellon Üniversitesi araştırmacılarının işletme, eğitim, sanat, yönetim ve bilişim alanlarındaki 319 bilgi çalışanı üzerinde yaptığı bir araştırma da benzer bir sonuca ulaştı. Yazarların belirttiği gibi:

GenAI, çalışanların verimliliğini artırabilse de, işe eleştirel katılımını engelleyebilir ve potansiyel olarak araca uzun vadede aşırı bağımlılığa ve bağımsız problem çözme becerisinin azalmasına yol açabilir. GenAI’nin bir görevi yerine getirme becerisine duyulan güvenin artması, daha az eleştirel düşünme çabasıyla ilişkilidir. GenAI araçları kullanıldığında, eleştirel düşünmeye harcanan çaba bilgi toplamadan bilgi doğrulamaya; problem çözmeden YZ yanıt entegrasyonuna; ve görev yürütmeden görev yönetimine doğru kaymaktadır.

Daha dar kapsamlı endüstri araştırmaları da YZ kullanımından kaynaklanan beceri kaybına dair kanıtlar bulmaktadır. Lancet Gastroenterology and Hepatology dergisinde yayınlanan bir çalışmanın New York Times özetine göre , “kolonoskopi sırasında kanser öncesi oluşumları tespit etmeye yardımcı olmak üzere tasarlanmış bir YZ aracını kullanmaya başladıktan sadece üç ay sonra, doktorlar tümörleri kendi başlarına bulma konusunda önemli ölçüde daha kötü hale geldiler.”

Bu araştırma, okullarımızda YZ kullanımını teşvik etmenin ne kadar riskli olduğu konusunda hiçbir şüphe bırakmamaktadır. Eğitimciler, eleştirel düşünme becerilerinin gelişimini teşvik etmek için sınırlı mali desteğin üstesinden gelmekte zaten zorlanıyorlar. YZ’yı sınıflara kabul etmek, onların işini daha da zorlaştıracaktır.

Irk ve cinsiyet önyargılarının güçlendirilmesi

Üretken YZ sistemleri, eğitim için büyük miktarda veriye ihtiyaç duyar ve bu sistemlere sahip olan şirketler, bir MIT Technology Review makalesinin ifadesiyle, bu verileri elde etmek için “interneti yağmaladılar”. Ancak mevcut tüm kitapları, makaleleri, YouTube videolarının dökümlerini, Reddit sitelerini, blog yazılarını, ürün incelemelerini ve Facebook sohbetlerini kullanmak, bu sistemlerin ırkçı, cinsiyetçi, transfobik, göçmen karşıtı ve düpedüz çılgın yazılar içeren materyallerle eğitildiği ve çıktılarının bu tür görüşlerle zehirlendiği anlamına geliyor.

Bir örnek: Washington Üniversitesi araştırmacıları,  iş başvurularını değerlendirirken ırk ve cinsiyeti nasıl ele aldıklarını görmek için en önde gelen üç büyük dil YZ modelini inceledi. Araştırmacılar gerçek özgeçmişler kullandılar, ilişkili isimleri farklı ırksal ve cinsiyet kişiliklerini öne çıkaracak şekilde değiştirdiler ve önde gelen sistemlerin gerçek iş ilanlarına nasıl yanıt verdiğini incelediler. “Önemli bir ırksal, cinsiyetçi ve kesişimsel önyargı” olduğu sonucuna vardılar. Daha spesifik olarak, “LLM’ler [Büyük Dil Modelleri] %85 oranında beyazlarla ilişkilendirilen isimleri, yalnızca %11 oranında kadınlarla ilişkilendirilen isimleri tercih etti ve hiçbir zaman beyaz erkeklerle ilişkilendirilen isimler yerine siyah erkeklerle ilişkilendirilen isimleri tercih etmedi .”

Benzer bir önyargı, görüntü oluşturmada da mevcuttur. Araştırmacılar,  birçok popüler program tarafından oluşturulan görüntülerin “ezici bir çoğunlukla yaygın klişelere başvurduğunu, örneğin ‘Afrika’ kelimesini yoksullukla veya ‘yoksul’ kelimesini koyu tenli insanlarla ilişkilendirdiğini” tespit etti. Örneğin, “Amerikalı bir adamın ve evinin fotoğrafı” istendiğinde, bir sistem büyük ve sağlam inşa edilmiş bir evin önünde beyaz bir kişinin görüntüsünü üretti. “Afrikalı bir adamın ve gösterişli evinin fotoğrafı” istendiğinde ise, basit bir kerpiç evin önünde siyahi bir kişinin görüntüsünü üretti. Araştırmacılar, farklı mesleklerden insanların fotoğraflarını oluştururken de benzer ırksal (ve toplumsal cinsiyete dayalı) klişeler buldu.

Öğrencileri araştırma, yazma veya görüntü oluşturma için YZ sistemlerini kullanmaya teşvik etmek, bu sistemlerin mevcut zararlı sosyal önyargıları yeniden üretme ve böylece pekiştirme olasılığı yüksek olduğunda, yaratmaya çalışmamız gereken eğitim deneyimlerini ve öğrenmeyi ciddi şekilde baltalayacaktır.

Hayal dünyasında yaşamak

Üretken YZ sistemleri, “halüsinasyonlar” olarak bilinen bir sorundan muzdariptir; bu, genellikle doğru olmayan bir şeyi kendinden emin bir şekilde dile getirmeleri anlamına gelir. Bazı halüsinasyonlar son derece saçmadır ve fark edilip göz ardı edilmesi kolaydır. Diğerleri ise, nesnel ve her şeyi bildiğine inanılan bir YZ sistemi tarafından sunulan ve öğrencileri önemli olaylar, tarihler veya siyasi tercihler hakkında yanlış yönlendirilmiş ve potansiyel olarak tehlikeli bir anlayışa sürükleyebilecek uydurma gerçekler içerir.

Üretken YZ sistemleri, büyük ölçekli örüntü tanımaya dayandıkları için halüsinasyonlardan muzdariptir. Bir soru veya bilgi talebiyle karşılaştıklarında, veritabanlarındaki ilgili materyalleri belirler ve ardından olasılıklara dayanarak, sorguyu “en iyi” şekilde karşılayan bir kelime veya görüntü kümesi oluştururlar. “Düşünmezler” veya ” mantık yürütmezler”, bu nedenle çıktıları tahmin edilemez, tekrarlanan aynı komutlara yanıt olarak değişebilir ve güvenilir olmayabilir.

OpenAI araştırmacılarının yakın zamanda yayınladıkları bir makalede açıkladığı gibi, büyük dil modelleri, mükemmel verilerle bile, “eğitim verilerinde bilginin nadiren görünmesi nedeniyle epistemik belirsizlik, görevlerin mevcut mimarilerin temsil kapasitesini aştığı model sınırlamaları ve süper zeki sistemlerin bile kriptografik[2] olarak zor problemleri çözemediği hesaplama zorluğu” nedeniyle her zaman makul ama yanlış çıktılar üretmeye eğilimli olacaktır. Ve bu, bu sistemlerin işlem gücünü artırarak ve artırarak çözülebilecek bir sorun değildir. Aslında, çok sayıda çalışma, daha gelişmiş YZ modellerinin önceki daha basit modellere göre daha fazla halüsinasyon gördüğünü göstermiştir.

YZ’yı kullanma ve onun çıktılarını gerçek olarak kabul etme eğilimi çok güçlüdür. Daha iyisini bilmesi gereken profesyoneller bile bu eğilime kapılmıştır. Avukatların dava dilekçelerini yazmak için YZ’yı, hâkimlerin de kararlarını yazmak için YZ’yı kullandıklarına dair örnekler var. YZ’ya olan bağımlılıkları, çalışmalarında tamamen uydurma olan geçmiş davalara ve yargı kararlarına çok atıfta bulunmaları ve alıntılar yapmaları nedeniyle ortaya çıkmıştır.

Belki daha da utanç verici olanı, Kanada’nın Newfoundland ve Labrador eyaleti için yazılmış önemli bir eğitim raporunda, YZ’nın ürettiği çıktılara güvenmenin sonucu olarak en az 15 hayali alıntının bulunmasıydı. Ağustos 2025’te yayınlanan rapor, eyalet okullarını iyileştirmek için 10 yıllık bir yol haritası sunmayı amaçlıyordu ve elbette “YZ’nın etik kullanımını” sağlayacak politikalar çağrısı da içeriyordu.

Mayıs 2025’te Chicago Sun Times, King Features Syndicate tarafından hazırlanan ve yaz okumaları için kitap seçeneklerini vurgulayan bir ek yayınladı. YZ tarafından yazılan ek, tanınmış yazarların var olmayan kitaplarını içeriyordu. Nitekim listelenen 15 kitaptan sadece beşi gerçekti.

Aptalca olana gelince, OpenAI’nin Ağustos 2025’te en son üretken YZ modelini piyasaya sürmesinin ardından, şirketin modelinin  “ihtiyacınız olan herhangi bir alanda, herhangi bir konuda meşru bir doktora düzeyinde uzman” kadar akıllı olduğu iddiasının sorgulanması uzun sürmedi. CNN‘in paylaştığına göre:

Gazeteci Tim Burke, Bluesky programında GPT-5’e “bana Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk 12 başkanının yüzlerinin ve altında isimlerinin yer aldığı bir diyagramı göster” komutu verdiğini söyledi.

Bot bunun yerine, “Gearge Washingion” ve “William Henry Harrtson” gibi Amerika’nın ilk liderlerinin oldukça yaratıcı yazımlarıyla dokuz kişinin resmini gösterdi.

Son 12 başkan için benzer bir komut, George W. Bush’un iki ayrı versiyonunu içeren bir resim gösterdi. Hayır, George H. W. Bush, ardından Dubya[3] değil. “George H. Bush” vardı. Sonra da iki kez oğlu. Ancak ikinci seferde, George Jr. sıradan bir adama benziyordu.

Halüsinasyon sorunu iyi bilinse de, öğrencilerin YZ öğrenimine olan bağımlılığını tehdit eden ve pek dikkat çekmeyen daha da ciddi bir tehdit var: YZ sistemleri, onlara sahip olan şirketler tarafından politik olarak istenen yanıtları sağlayacak şekilde programlanabilir. Örneğin, Mayıs 2025’te Başkan Trump, Güney Afrika’daki “beyaz soykırımı”ndan bahsetmeye başladı ve orada “beyaz çiftçilerin vahşice öldürüldüğünü” iddia etti. İddiası haklı olarak sorgulandı ve insanlar, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, YZ sohbet robotlarına bu konuda sorular sormaya başladı. Aniden, Elon Musk’ın üretken YZ sistemi Grok,  kullanıcılarına Güney Afrika’daki beyaz soykırımının gerçek ve ırkçı nedenlerle gerçekleştiğini ve “yaratıcıları tarafından” soykırımı “gerçek ve ırkçı nedenlere dayalı olarak” kabul etmeleri yönünde “talimat verildiğini” söylemeye başladı. Aslında, bu konu hakkında soru sorulmasa bile kullanıcılarla beyaz soykırımı hakkında bilgi paylaşmaya başladı.

Zengin bir Güney Afrikalı ailede doğan Musk’ın daha önce de benzer şeyler söylemiş olması, Grok’un Başkan Trump’ın iddiasını agresif bir şekilde desteklemesinin arkasında onun olduğunu ve yeni tutumunun Başkan’ın gözüne girmek için alındığına inanmayı kolaylaştırıyor. Grok’un davranışları hızla sosyal medyada önemli bir konu haline geldi ve çoğu kullanıcı Musk’ı eleştirdi. Grok, kısa süre sonra beyaz soykırımıyla ilgili tüm sorulara yanıt vermeyi bıraktı.

İki ay sonra, Başkan Trump, YZ modellerinin “partizan önyargılarla dolu” olduğu konusunda uyarılarda bulunmaya başladı.  Buna yanıt olarak, “Federal Hükümette Woke[4] YZ’yı Önleme” başlıklı bir yürütme emri imzaladı. Bu emir, devlet kurumlarına “ideolojik gündemler uğruna doğruluk ve kesinliği feda eden modeller satın almamalarını” talimatını veriyordu. Bu, modellerin “DEI[5] gibi ideolojik dogmalar lehine yanıtları manipüle etmeyen, tarafsız ve partizan olmayan araçlar” olması gerektiği anlamına geliyordu.  YZ çıktılarının siyasi çıkarlar için daha fazla manipüle edildiğine dair elimizde herhangi bir kanıt olmasa da, Başkan Trump’ın talebi çok endişe verici olasılıklara işaret ediyor.

Ne yazık ki, okullarımızda YZ kullanımını teşvik etmek, büyük teknoloji şirketlerinin kendi açıklamaları doğrultusunda, öğrencileri YZ sistemlerini güvenilir ve nesnel bilgi kaynakları olarak kabul etmeye teşvik edecektir; oysa bu sistemler güvenilir ve nesnel değildir. Öğrenci öğrenimi ve demokratik olanaklar açısından maliyeti önemli olacaktır.

Direniş

Yukarıda vurgulanan endişeler, özellikle öğretmenler olmak üzere birçok kişi tarafından paylaşılmaktadır. Bloomberg News‘in de belirttiği gibi:

Gallup and Walton Family Foundation tarafından yapılan bir anket, öğretmenlerin %60’ının okul yılı boyunca YZ’yı kullandığını, ancak buna çok fazla başvurmadığını ortaya koydu. Katılımcıların yarısından fazlası, YZ araçlarını öğrenmek, araştırmak veya keşfetmek için en az üç saat harcadıklarını söylerken, yaklaşık dörtte biri en az 10 saat harcadığını belirtti. Beşte üçü, öğrencilerden YZ kullanmalarını asla istemediklerini belirtti. Öğretmenler ayrıca, öğrencilerin haftalık YZ kullanımının yazma becerilerini, yaratıcılıklarını, eleştirel düşünmeyi ve iletişimi becerilerini ve diğer yeteneklerini artırmak yerine azaltacağına inanma eğilimindeydiler.

Büyük teknoloji şirketlerinin YZ’yı kamu eğitiminin temel taşı olarak yerleştirme çabalarına karşı direniş de artıyor. Yazar ve teknoloji yazarı Brian Merchant’ın açıkladığı gibi,

Hollanda, Danimarka, Almanya ve ABD’deki üniversitelerden gelen bilişsel bilim insanları ve YZ araştırmacılarından oluşan bir grup, eğitimcileri ve yönetimleri kurumsal YZ ürünlerini reddetmeye çağıran sert bir bildiri yayınladı. Bildirinin başlığı, yerinde bir şekilde, “Akademide ‘YZ’ Teknolojilerinin Eleştirel Olmayan Benimsenmesine Karşı” ve üniversitelerin teknoloji endüstrisinin yarattığı abartıyı dağıtmak ve ticari YZ araçlarını akademiden uzak tutmak için çok daha fazlasını yapması gerektiğini acil ve kapsamlı bir şekilde savunuyor.

Ve bu çağrılar giderek daha fazla yankı ve ivme kazanıyor gibi görünüyor; Bu belge, ABD’deki üç üniversite profesörü tarafından yayınlanan “Yazma Çalışmalarında GenAI’yi Reddetmek: Hızlı Başlangıç Kılavuzu”, öğrenme tasarımcısı Miriam Reynoldson tarafından yayınlanan “YZ Okuryazarlığına Karşı” ve eğitimciler tarafından sınıfta otomasyonla mücadeleye yönelik uzun metinler izliyor.

Hepimiz bu direnişe katılmalıyız.  Başlangıç noktaları olarak: Büyük teknoloji şirketlerinin yanıltıcı açıklamalarına güvenle karşı çıkabilmek için kendimizi YZ konusunda eğitmeliyiz, ebeveynlerle örgütlenerek büyük teknoloji şirketleri istediklerini elde ederse çocukları için nelerin tehlikede olduğunu anlamalarına yardımcı olmalıyız, öğretmenler ve sendikalarla birlikte çalışarak siyasi liderleri ve okul yönetimlerini YZ’nın eğitimi ele geçirmesinin kabul edilemez olduğuna ikna etmeliyiz ve büyük teknoloji şirketlerinin YZ sistemlerini çalıştırmak için ihtiyaç duydukları yeni ve çevreye zararlı veri merkezlerinin inşasına karşı büyüyen toplumsal direnişi desteklemeliyiz.

https://economicfront.wordpress.com/2025/10/02/ai-and-education-the-kids-are-in-danger/


[1] ABD’de ana okuldan başlayarak, ilk ve orta öğrenimi kapsayan zorunlu eğitim dönemi (çn).

[2] Sadece bilgiyi görmesi gereken ve kodu kıracak anahtara sahip olan kişinin okuyabilmesini sağlamak için verileri gizleme veya kodlama tekniği kullanılmış (çn).

[3] George W. Bush’un takma adıdır. Bu takma ad, aynı adı taşıyan ve aynı zamanda başkan olan babasından onu ayırmak için kullanılan ikinci baş harf olan W.’nin halk ağzı ile söylenmesinden gelmektedir (çn).

[4] Önemli gerçeklere veya sorunlara, özellikle ırksal konulara ve sosyal eşitliğe dikkat eden anlamında (uyanık).  Muhafazakâr ve aşırı sağcı politikacılar tarafından küçümseyici bir ifade olarak kullanılıyor (çn).

[4] Önemli gerçeklere veya sorunlara, özellikle ırksal konulara ve sosyal eşitliğe dikkat eden anlamında (uyanık).  Muhafazakâr ve aşırı sağcı politikacılar tarafından küçümseyici bir ifade olarak kullanılıyor (çn).

[5] Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık kelimelerin baş harflerinden oluşan, tüm insanların adil muamele görmesini ve tam katılımını teşvik ettiğini söyleyen şirket yönetim anlayışı (çn).

Scroll to Top